Dijital Düşünme Elemanları – 18 – By Space Dreamer M.Temel Aygün

Dijital Düşünme Elemanları

Dijital düşünme, bir sonraki adımda ne olacağını kesin olarak bilmek zorunda kalmadan işinizi nasıl yöneteceğinizi anlamanın en etkili yoludur ve bunun altı temel unsuru vardır:

  1. Müşteri Odaklılık : Yaptığınız çalışmaların merkezine müşterilerinizi koyarak, öncelikle onların ihtiyaç, istek ve davranışlarına uygun çalışmalar yapmalısınız.
  2. Hız : Teknoloji hızla gelişiyor, bu nedenle harekete geçmeden önce her şeyi bilemeyeceğinizi kabul etmeli ve çevik aksiyonlar almalısınız.
  3. Basitlik : Sizin olduğu kadar müşterileriniz de beyni sadece belirli bir miktarda veri işleyebilir, bu noktadan hareketle sade, anlaşılır ve hedefe odaklı çözümler üretmelisiniz.
  4. Deneyim : Dijital düşünme için planlamanın ötesinde deneyimlemeyi önceliklendirmelisiniz.
  5. İşbirliği : Dijital ortamı her açıdan kapsayacak kadar büyük bir ekibiniz olamaz, bu nedenle sizi yönlendirip destekleyecek ve hatta değer katacak dış kaynak kullanmalısınız.
  6. Uyum Yeteneği : Hızla değişen dijital dünyada, tüm değişen koşullara hızla uyum sağlamalısınız.

Dijital Dönüşümün Önündeki Engeller

Şirketler dijital dönüşüm hedeflerine ulaşmak için yola çıktıklarında, planlarının sekteye uğramaması için önlemler almak durumundadır. Dijital dönüşüm yolculuğunda teknoloji ya da insan kaynaklı sorunlar çıkmayacağının bir garantisi yoktur.

Dijital dönüşüm sırasında dünya genelinde şirketlerin yaygın olarak karşılaşabileceği ve benzer şekilde TING İstanbul olarak gerçekleştirdiğimiz projelerde karşılaştığımız zorlukları şu şekilde belirtebiliriz:

  1. Organizasyonel Değişim : Organizasyonel değişim sürecinde çalışanların görev tanımları, ekip yapıları veya iş yapış şekilleri değişebilir. Bu değişim sürecinin en az zorlukla atlatılabilmesinin temelinde değişim sürecini destekleyen, yeni iş modellerine geçişe uyum sağlamayı ve çalışanların bakış açılarını değiştirmeyi başarabilecek yöneticilerin olması yer alıyor. Silolar halinde çalışma modeli dijital dönüşümün önündeki en büyük engellerden biri çünkü dijital çalışma modeli farklı departmanların işbirliği içerisinde ortak çalışma modelini gerektiriyor. Dijitalleşme sürecinde yaşanan “Değişim Yönetimi” projelerini “Kültür Değişimi” olarak ele almanın önemini gözlemliyoruz.
  2. Güvenlik : Konuyla ilgili yapılan pek çok araştırmada dijital dönüşümün önündeki en büyük engellerden biri olarak karşımıza güvenlik çıkıyor. Siber güvenlik, teknolojiyle birlikte her gün çeşitlenen ve şekillenen siber tehditlerden dolayı hızla değişiyor. Bu nedenle siber güvenlik konusu hata kaldırmıyor. Bu noktada yapılacak herhangi bir hata şirketin faaliyetlerini tamamen durdurmasına kadar gidebilecek hatırı sayılır sonuçlar doğurabilir.
  3. Modası geçmiş, eski sistemler : Şirketler teknolojik gelişmelere ayak uydurmak için teknolojik yatırımlar yapıp bunu mevcut eski sistemleri üzerinde kurmaya çalıştıklarında büyük bir sorunla karşı karşıya kalıyorlar. Gartner tarafından yapılan bir araştırmada şirketlere, Bilişim Teknolojilerinin dijital dönüşümü desteklemek için ihtiyacı olan eski sistemler ile yeni yapı taşlarını bir arada kullanabilecekleri bir platform oluşturmaları öneriliyor. Birçok şirketin eski sistemlerinden tamamen kurtulması mümkün olmayabilir, ancak API veya hizmet tabanlı uygulamalar ile bu sistemler modernize edilebilir.
  4. Netliğin olmaması : Dijital dönüşüm ile ne ifade edildiğinin net ve kesin tanımlarla çalışanlara ve üst yönetime açıklanması gerekiyor. Dönüşüm başlı başına korkutucu bir ifade olduğundan, sonuçlarının, çalışanları bu süreçte nelerin beklediğinin anlatılması direnci de azaltacaktır. Bu noktada şirketler marka vaatleri ve organizasyonel yeteneklerini doğru analiz ederek, iş hedeflerini de olabildiğince sade ve hızlı sonuçlar elde edebilecekleri alanlarda belirlemelidir.
  5. Dijital buzdağı : Dijital dönüşüm söz konusu olduğunda her departman kendine göre yapması gerekenlere odaklanır ancak bunlar sadece buzdağının görünen kısmıdır. Gerçekte ise dijital başarı için baştan sona birçok sistemin bu dönüşüme uyumlu hale getirilmesi gerekiyor. Bu alanda siloların ortadan kaldırılması, şirket genelinde uyumun sağlanması karşılaşılabilecek görünmezlere karşı şirketi daha güçlü kılacaktır.
  6. Dijital okuryazarlık eksikliği : Yeni teknolojiler ve araçların sağladığı yetkinliklerden en üst seviyede getiri elde edebilmek için bu araçların hangi amaç ve ihtiyaca yönelik kullanıldığının tanımlanması kadar organizasyon genelinde bu teknolojilere uygun becerilerin kazandırılıp geliştirilmesi de önemli. Bu teknolojilerin sağladığı imkanların doğru kullanımı etkin iş yönetimi yapılmasını destekler.
  7. Müşteri beklentilerini anlamak : Günümüzde teknolojinin son derece hızlı gelişimi ile birlikte müşteri beklentilerinin de günden güne aynı hızla değiştiğine daha önce de değinmiştik. Bu nedenle, dijital dönüşüm söz konusu olduğunda şirketlerin müşterilerini çok iyi tanıması, değişen beklentilerine cevap verecek çözümler üretmesi şart. Bu olmadığı takdirde dijital çağda şirketler kaybetmeye mahkûm. Müşteri beklentilerini ve davranışlarını hızla görmek ve değerlendirmeye olanak sağlayacak araçları her an ulaşılır ve günlük iş akışının birer parçası haline getirmek önemli.
  8. Rekabet ve doğru işbirliklerini tanımlamak : Şirketler artık kendi iş alanında değil farklı sektörlerdeki ortaklıklarla da yarattığı değeri artırıyor. Ancak günümüzün artan rekabet koşulları, şirketlerin yapacağı ortaklıkların doğru stratejilerle kurulmasının önemini artırıyor. Özellikle B2C tarafında şirketlerin ürün ve hizmetlerinin dünyadaki dijital devlerinkilerle uyumlu olması onlar için çok büyük avantajları da beraberinde getirecektir. Bu müşteri beklentilerinin karşılanması için de şirketlere önemli fırsatların kapısını açacaktır.


Öneriler

Dijital dönüşüm kararını vermeden önce şirketlerin kendilerine sorması gereken çok önemli bir soru var, ancak bu soru “Neden dönüştüğümüzü biliyor muyuz?” olmamalı. Asıl sorulması gereken soru: “Müşterilerimizin dönüşmemizi neden isteyebileceğini biliyor muyuz?”.

Dijital dönüşüm ile yaşanan değişim, yeni alışkanlıklar geliştirmeyi gerektiriyor. Özellikle işgücünün büyük bölümünü oluşturan yeni nesil, dijitalleşmeyle değişen birçok yeni alışkanlığı da organizasyonun içerisine hali hazırda sokmuş durumda. Bu nedenle yürütülmekte olan (veya yeni başlanacak) projelerde organizasyonun genelinde farkındalık yaratmak, katılımı sağlamak, hedef ve beklentileri doğru tespit ederek çalışmaları sürdürmek gerekiyor. Peki, bu nasıl sağlanabilir? TING İstanbul olarak önerilerimizi aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

  1. Proje Ekibi : Proje ekiplerinde, doğrudan ve dolaylı olarak ilgili birimlerden insanların olmasını sağlayın. Farklı fikir ve bakış açıları ile projenin geneline etki etmesini sağlayacak çalışma ortamını kurun.
  2. Kullanıcı Deneyimi : Proje gerek son kullanıcı gerekse şirket içindeki kullanıcılara doğru deneyimi sunmalıdır. Bu nedenle ihtiyaçları, motivasyonları ve yolculuğu doğru belirleyerek tasarım ve geliştirmeleri yapın.
  3. Araştırma ve Veri : Çalışmayı pazar ve kullanıcı araştırmalarının yanı sıra geçmiş verilerle besleyin. Buradan yakalanacak bir içgörü, problem ve başarı projenin birçok alanını iyi anlamda etkileyecektir.
  4. KPI ve Takip : Tüm birimlerin anlayarak ortak girdi sağlayabileceği, gelirin yanı sıra müşteri bağlılığı ve çalışan memnuniyeti gibi metrikleri de kapsayan Kilit Performans Göstergeleri (KPI) belirleyin. Şirket genelinde, bir müşterinin yaşam boyu değeri ve çalışan memnuniyeti gibi metrikler gelirdeki artış kadar önemlidir. Ayrıca, projelerin takibinde üst düzey yöneticilerin katılımı, yönlendirme ve cesaretlendirmesi çalışanların projeyi sahiplenmesini güçlendirir.
  5. Yol Haritaları : Dijitalleşme yolunda yol haritanızı kısa, orta ve uzun dönem olarak hazırlayarak ilerleyin. Unutmayın; yol haritaları da zaman içerisinde evrimleşiyor. Kısa dönemli kazanımlar hem çalışanlar nezdinde hem de müşterilerinizde motivasyonu yükseltecektir.

Katılımcı Profili

16.08.2020

Kadıköy, İstanbul – TURKEY

Author/Yazar : M. Temel AYGÜN, Ph. D. in Aerospace Eng.

https://www.linkedin.com/in/mehmet-temel-aygun-1066a514/

Copyright belongs to Author

Dijital Olarak Başarılı Şirketlerin Ayrıştırıcı Özellikleri – 17- by Space dreamer M.Temel Aygün

Küçüköy – Ayvalık – Balıkesir – Türkiye

Dijital Olarak Başarılı Şirketlerin Ayrıştırıcı Özellikleri

Zigurat’ın ‘How Digital Transformation Impacts Companies’ makalesinde, şirketlerde dijital dönüşümün iki değişken arasında dalgalandığı ifade ediliyor; rakiplere ilişkin her eyleme katkıda bulunan gelirin ölçülmesi ve teknoloji aracılığıyla kolay bir alışveriş deneyimi yaratarak ya da tüm tedarik zincirini yöneterek müşteriye değer katılması.

Şirketler henüz dijitalleşme konusunda; düşünce yapısındaki farklılıklar, dijitalleşmenin yaratabileceği fırsatların farkında olmama veya mevcut yapıyı değiştirmenin getireceği zorluklardan kaçınmaya çalışma gibi çeşitli nedenlerle potansiyelin altında. Yani dijitalleşmenin potansiyeli büyük ve daha gidilmesi gereken çok yol var. Ancak bu potansiyeli çoktan yakalamış ve dijitalleşmede dikkate değer yol almış şirketler olduğu da bir gerçek.

TING İstanbul olarak deneyim ve gözlemlerimize dayanarak, dijital dönüşümde başarıya ulaşmak için şirketlerin öncelik vermesi gerekenleri üç maddede özetleyebiliriz:

Birincisi, dijital dönüşümün odağına müşteriyi almak.

Dijital olarak başarıya ulaşmış şirketler yeni gelir elde etmeye, yeni müşteriler çekmeye ve yeni pazarlara açılmaya odaklanırken, geride kalanlar ise iç süreçlere ve maliyet azaltmaya odaklanır. Bu müşteri odaklı yaklaşım, şirketleri rakiplerinden farklılaştıracak özelliklerden biridir.

Dijital Düşünme Araştırması’nda dijital dönüşümün beklentilerini karşılandığını belirten (%42,9) yöneticiler, müşteri beklentilerinin yüzde 76,2 oranla daha iyi karşılandığını, yüzde 81 oranla da şirketlerinin veri odaklı hale geldiğini belirtti.

Teknoloji çözümleri şirketi PTC ve bağımsız iletişim ağı CorporateLeaders tarafından düzenlenen ‘Digital Transformation Survey’ katılımcılarına göre, dijital dönüşümün en önemli faydaları, operasyonel verimliliğin artması (%40), pazara çıkış süresinin hızlanması (%36) ve müşteri beklentilerini karşılama yeteneği (%35).

İkincisi, dijital teknolojiyi yönetmek için işletmenin tüm birimlerini birleştirmek.

Dijital dönüşüm tek bir ekibin omuzlarına yüklenemez. Şirketlerin hem tüm birimlerin dijital beklentilerini alıp değerlendirmesi ve buna göre hedefler belirlemesi hem de uygulama aşamasında tüm şirketin bu hedefleri benimseyerek desteklemesi gerekiyor. Yoksa dijital dönüşüm sürecinin başarıya ulaşması mümkün olmayacaktır.

Dijital dönüşüm sürecinin mutlaka bir lideri olmalıdır. Bu şirketten şirkete veya endüstriye göre değişkenlik gösterebilir. Dijital Düşünme Araştırması katılımcılarına göre dijital dönüşüm süreçlerinin liderliğini CMO (%21,6), CTO (%20,3), CIO (%15,6), CDO (%9,4) ve CEO (%7,9) üstleniyor. Bu da bizlere ülkemizde aslında hala dijital dönüşümün öne çıkan bir lideri olmadığını gösteriyor.

Dünyanın önde gelen teknoloji, medya, veri ve pazarlama hizmetleri şirketlerinden IDG’nin ‘2019 Digital Business Research’ araştırmasına göre, geçiş sürecinde çoğu aşamada hala CIO’lar liderliği üstlenirken, işgücü stratejisinin geliştirilmesinde (%41) ve başarı kriterlerinin belirlenmesinde (%47) CEO’lar ön plana çıkıyor.

Yıkıcı teknolojiler ile ilgili bağımsız araştırma şirketi Altimeter’ın, 554 profesyonelin katılımıyla gerçekleştirdiği ‘The State of Digital Business Transformation’ raporuna göre ise CIO’lar yüzde 28 ile şirketlerinde dijital dönüşümün liderliğini üstleniyor. Bunu CEO’lar (%23), yönetim kurulları (%14), CDO (%11), inovasyondan sorumlu lider (%11), CMO’lar (%5) ve CXO’lar (%5) takip ediyor.

Bunun yanı sıra, McKinsey’nin ‘Unlocking Success in Digital Transformations’ araştırmasına göre, CDO’su olan şirketler büyük olasılıkla 1,6 kat daha başarılı bir dijital dönüşüm süreci geçirecek.

Ülkemizde dijital dönüşüm, temelinde teknoloji olduğu için CTO’ların ve sonucunda en büyük beklenti müşteri memnuniyeti olduğu için de CMO’nun sorumluluğu gibi görülüyor. Oysa dijital dönüşüm süreçlerine bütünleşik bakılması ve üst yönetimden başlayarak, şirketteki tüm departmanları da kapsayacak şekilde desteklenmesi ve bu noktada CEO’ların dönüşüm süreçlerinde daha aktif rol alması başarıyı da beraberinde getirecektir. McKinsey’nin araştırmasının sonuçları da bunu destekliyor; araştırmaya katılanların yüzde 80’i şirketlerindeki mevcut değişim çabalarında ya çeşitli ekiplerin ya da tüm şirketin dahil olduğunu ifade ediyor.

Benzer şekilde çalışanların dijital dönüşüme yaklaşımları sorulduğunda, sonuçlar biraz farklılık gösteriyor. Çalışanların yüzde 67,3’ü dijital dönüşüme inanıp desteklerken, yüzde 14,3 gibi önemli bir oranda çalışan ise inanmıyor, desteklemiyor ve hatta direnç gösteriyor. Trend Watching’in ‘Digital Transformation & Consumer Trends’ adlı raporuna göre ise, çalışanların yüzde 20’si dijital dönüşüm projelerinin zaman kaybı olduğuna inanıyor.

Dijital Düşünme Araştırması’na katılanların yüzde 85,7 gibi çok büyük bir çoğunluğu, şirketlerinin üst yönetiminin ve yöneticilerinin dijital dönüşüme inandığını ve desteklediğini belirtiyor. Bu noktada katılımcılarda üst yönetimin ve yöneticilerin dijital dönüşüme inanmadığı, desteklemediği, direnç gösterdiğine dair bir cevap alınmamış olması ülkemiz açısından son derece sevindirici bir sonuç.

Bu şekilde olumsuz düşünen çalışanların görüşlerini olumluya çevirmek için şirket yöneticilerine çok önemli görevler düşüyor. Dijital dönüşümün ancak dijital düşünen ve iş yapış şekillerini buna göre şekillendiren çalışanlar tarafından başarılabileceği gerçeğinden yola çıkarak, şirketlerin gerekli adımları atması gerekiyor. Bu amaçla, şirket içi eğitimlerden, online eğitim programlarına hatta gerekiyorsa yurtdışı seminerlere kadar pek çok çalışma yapılabilir.

Araştırmamıza katılan yöneticiler şirketlerinin bu yönde yaptığı çalışmaları değerlendirdiğinde, şirket içi eğitim/seminerler (%73,5) ilk sırada yer alırken, bunu online eğitimler (%46,9) ve şirket dışı eğitim/ seminerler (%36,7) izledi. Toplamda şirketlerin yüzde 94’ü çalışanlarını ve yöneticilerini dijital düşünmeye yönlendirmek için bir aksiyon alıyor ki bu dikkate değer bir oran olarak karşımıza çıkıyor.

Üçüncüsü, doğru finansman modelini bulmak.

Bir şirkette her departmanın dijital dönüşümden beklentilerinin ve ihtiyaçlarının farklı olabileceği gerçeğinden yola çıkarak, stratejiyi belirlerken mutlaka tüm departmanları dahil etmek gerekiyor.

Bu noktada dijital dönüşüm sürecinde değişime geleneksel olarak kabul görmüş departmanların dışında mutlaka finans gibi departmanlar da dahil edilmeli. Böylece dönüşümün ilk aşamasından yani planlama ve strateji geliştirme aşamasından itibaren projenin fonlama modelleri oluşturulabilir.

IDC tarafından dünyada 2019 yılı sonu itibarı ile dijital dönüşüme 1,2 trilyon dolar harcanacağı öngörülmüştü. Dijital Düşünme Araştırması’na katılanlardan yüzde 85,7 gibi önemli bir bölümü dijital dönüşüme bütçe ayırırken, bu şirketlerin yaklaşık yüzde 41’i gelirlerinin yüzde 5-9’unu, yaklaşık yüzde 21’i gelirlerinin yüzde 10-19’unu, yüzde 14’ü ise gelirlerinin yüzde 20’den fazlasını dijital dönüşüm bütçesine ayırdığını belirtti. Dijital dönüşüme yüzde 20’den fazla bütçe ayırdığını belirten şirketlerin çoğunluğu Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon sektöründe yer alıyor.

Bu oranlar ülkemiz açısından hayli umut verici. Dijitalleşmede dünyanın değişim hızına ayak uydurmak için şirketlerin yatırımlarını bir kereye mahsus değil, sürekli hale getirmesi ve geliştirmesi gerekiyor.

Dijital Düşünme Araştırması’na katılanlardan yaklaşık yüzde 67’si dijital dönüşüm projelerine ayrılan bütçenin bir önceki yıla göre artış gösterdiğini ifade ederken, sadece yüzde 5’e yakın bir kısmı bütçede azalma olduğunu belirtiyor.

Dijital dönüşüme ayrılan bütçelerinin bir önceki yıla oranla arttığını belirten şirketlere sektörel olarak baktığımızda önceliği Teknoloji, Medya ve Teknoloji sektörü alırken, bunu Üretim ile Tüketici Ürünleri ve Perakende sektörleri izliyor.

Şirketlerin dijitale hak ettiği dikkati göstermesi güven verici. Bununla birlikte, planları hayata geçirmek ve işte değer yaratmak için, şirketlerin, ana iş stratejisinden bağımsız olarak tek başına çalışan dijital stratejileri tanımlama ve yürütme arzusundan uzaklaşmaları gerekir.

Bir şirket ana iş stratejisini dijitalleştirdiğinde dijital dönüşüm tam anlamıyla başarıya ulaşmış demektir.

See you in next blog with the following topics :

  • Dijital Düşünme Elemanları
  • Dijital Dönüşümün Önündeki Engeller
  • Öneriler

09.08.2020

Kadıköy, İstanbul – TURKEY

Author/Yazar: M. Temel AYGÜN, Ph. D. in Aerospace Eng.

https://www.linkedin.com/in/mehmet-temel-aygun-1066a514/

Copyright belongs to Author/Yazar

Dijitalleşmenin temeli: Dijital düşünmek -p2- 15 – Space Dreamer M.Temel Aygun

Dijitalleşmenin temeli: Dijital düşünmek

Teknoloji dijitalleşme için sadece bir kolaylaştırıcı. Şirketlerin dijitalleşme yolunda, teknolojiyi çalışan bağlılığı ve memnuniyeti, esneklik, gelişme fırsatı, çeviklik, işbirliği ve iletişim gibi diğer eşit derecede önemli faktörlerle birleştirmesi ve işgücü için dijital bir deneyim yaratmaları gerekiyor.

Dolayısıyla, dijitalleşmek sadece teknolojiyi yenilemekten, geliştirmekten ibaret değil. Dijital stratejileri uygulamak için öncelikle şirketin yapısını, yönetici ve çalışanlarını bu stratejiye uyumlu hale getirmesi ya da var olan özellikleri söz konusu stratejilere göre şekillendirmesi gerekiyor.

Dijital düşünme, dijitalleşmenin temelinde yatan birinci öncelik.

Bu amaçla Dijital Düşünme Araştırması katılımcılarına şirketlerinde dijital düşünmenin bileşenlerinden hangilerinin var olduğunu sorduk. ‘Ekipler arası iletişim’ ve ‘inovasyona açıklık’ (%60,9) ilk sırayı paylaşırken, bunları ‘ekipler arası işbirliği’ ve ‘gelişme fırsatları’ (%59,4) takip etti. Bileşenlerden en düşük oran ise yüzde 28,1 ile çalışan memnuniyeti olarak karşımıza çıktı.

Şirketler müşteri odaklılığı ön planda tutarken kimi zaman çalışan memnuniyetinin önemini göz ardı edebiliyor. Oysa çalışan memnuniyeti hem dijital düşünmenin olmazsa olmaz bileşenlerinden biri hem de aslında müşteri memnuniyetinin temelini oluşturuyor.

Dijital düşünmenin bileşenlerinin tamamına yakınının işletmelerde var olması dijital stratejilerin uygulanması aşamasında şirketlere çok önemli avantajlar sağlayacaktır. Peki, bunlar tek başına yeterli mi? Elbette değil.

Forrester’ın ‘Prepare Your Business for the Digital Future’ araştırmasına katılanların yüzde 74’ü şirketlerinde dijital stratejiyi uygulamak için doğru yapıya ve yeteneklere sahip olduklarını ifade etti.

Benzer şekilde Dijital Düşünme Araştırması’na katılanlara yapısal yetkinliklerden hangilerini kullandıklarını sorduğumuzda, ilk sırayı yüzde 59,4 ile ‘karar mekanizmalarında veri odaklı yaklaşımları izlemek’ aldı. Bunu sırasıyla ‘katılımcı takım çalışmalarını benimsemek’ (%54,7) ve ‘çalışanlara mobil çalışma seçeneği sunmak’ (%51,6) izledi. ‘Yalın üretim prensiplerini benimsemek’ ise yüzde 6,3 gibi bir oranla en az kullanılan yapısal yetkinlik olarak dikkat çekti.

İnanıyoruz ki yapısal yetkinlikler, kişisel yetkinlikler ile desteklenmediği sürece şirketin dijitalleşme yolunda bütünleşik olarak ilerlemesi mümkün olmayacaktır. Şirketler dijitalleşme yolunda çalışanlarını gerekiyorsa çeşitli eğitim programlarıyla desteklemeli ve iş stratejilerinin gerekliliklerine uygun bir yetkinlik seviyesine getirmelidir.

Ancak araştırmamıza katılan yöneticilerin yüzde 82,8 gibi ciddi bir çoğunluğunun dijitalleşme ile ilgili gelişmeleri kendi kendine takip ettiğini belirtmiş olması, bu konuda şirketlerin atması gereken daha çok adım olduğunu ortaya koyuyor.

Dijital Düşünme Araştırması’na göre katılımcıların yüzde 82,2 gibi büyük bir bölümü şirketlerinde dijital dönüşüm sürecini başlatmış durumda.

Küresel Teknoloji Enstitüsü Zigurat tarafından yayımlanan ‘How Digital Transformation Impacts Companies’ başlıklı makalede, şirketlere sorulan ‘Şirketinizin dijital dönüşüm durumunu hangisi en iyi tanımlar?’ sorusuna, yüzde 21 tamamlandı diye yanıt verirken, yüzde 56 hala devam ediyor, yüzde 15 araştırma aşamasında ve yüzde 7 ise ilerleme var ancak henüz dönüşüm yok şeklinde yanıtlamış.

Her işletmenin dijital olgunluk seviyesini belirlemek için, yönetimin desteğinden, kaynak sağlamaya ve operasyonel verimliliğe kadar çeşitli kriterleri incelemek gerekiyor. Her ne kadar dijitalleşmek birinci öncelik olarak ifade edilse de aslında dünyada az sayıda şirket dijitalleşmeyi başarılı bir şekilde uyguluyor ve yatırımlarını artırıyor. Trend Watching tarafından yayımlanan bir rapora göre, liderlerin sadece yüzde 50’si dijital stratejilerin başarıyla uygulandığını hissediyor.

Araştırmamıza katılan yöneticilerin dijital dönüşümden beklentilerinin başında müşteri beklentilerinin daha iyi karşılanması (%75) ve veri odaklı hale gelinmesi (%75) yer alıyor, ki bu iki beklentinin de odağında aslında müşteri yer alıyor. İş süreçlerinin kısalması / iyileşmesi de yüzde 74 ile üçüncü sırada yer alıyor ve bu da çalışan memnuniyeti ile beraber müşteri memnuniyetini etkileyecek bir konu.

Dijital dönüşüm ile bu beklentiler karşılanırken, iş yapış şekilleri de değişiyor. Bu nedenle şirketlerin ve çalışanların da bununla beraber değişmesi gerekiyor. Dijital düşünen şirketler için bu, işgücünün yeni teknolojik yatırımlarla birlikte, yeni iş yapış şekillerine göre tanımlanması anlamına gelecektir. Çalışan ve yöneticilerin yeni teknolojilerle şirket içindeki yeniden yapılanma süreçlerini benimseyip, kendi rollerinin yeniden tanımlanmasına da açık olması gerekiyor.

Dijital düşünme ve dijitalleşme, çalışanların boşa zaman harcamasına neden olan görevlerin yeniden yapılanma sürecinde gözden geçirilmesine olanak tanıyacaktır. Bu sayede, öncelikle çalışan memnuniyeti ve ardından da buna bağlı olarak müşteri memnuniyeti olumlu etkilenecektir. Bu noktada, dijital dönüşümde şirkette önceliğin hangi süreçlere verildiği önem kazanıyor. Konuyla ilgili Dijital Düşünme Araştırması katılımcılarına dijital dönüşümde hangi süreçlere öncelik verdiklerini sorduğumuzda, Pazarlama ve İletişim yüzde 83,7 ile ilk sırayı alırken, yüzde 58,1 ile Satış ve yüzde 51,2 ile İnsan Kaynakları ikinci ve üçüncü sırada yer aldı.

Sonuçları derinlemesine analiz ettiğimizde, araştırmamıza katılan 11 sektörü temsil eden şirketlerde, Üretim sektörü hariç diğer tüm sektörlerde ‘İnsan Kaynakları’nın dijitalleştirilen süreçlerde ilk sırada yer aldığını görüyoruz. İnsan Kaynakları dışında sektörel olarak dağılıma baktığımızda Finansal Hizmetler’de öncelik sırasıyla ‘Finans/Muhasebe’, ‘Pazarlama ve İletişim’ ile ‘Satış’a verilmiş durumda.

Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon’da öncelikler ‘Pazarlama ve İletişim’, ‘Finans/Muhasebe’ ve ‘Üretim’ olarak sıralanıyor. Üretim sektöründe ise ilk iki öncelik ‘Finans/Muhasebe’ ile ‘Pazarlama ve İletişim’ olarak ifade edilmiş.

See you in next blog with the following topics :

  • Dijital Olarak Başarılı Şirketlerin Ayrıştırıcı Özellikleri

26.07.2020

Kadıköy, İstanbul – TURKEY

Author/Yazar : M. Temel AYGÜN, Ph. D. in Aerospace Eng.

https://www.linkedin.com/in/mehmet-temel-aygun-1066a514/

Copyright belongs to Author

Before Corona After Corona. Effects of Social Isolation. Microchips in Human.Chip Implant. MTC (Mobile Travel Cube ) is my innovation.

The die fear effect is the most productive accelerator for innovation.

Before earthquake the most of the people were against to use mobile phones in Turkey.

When 1999 big Marmara Earthquake in Turkey happened, the value of communication was understood very dramatically. Now the age of mobile usage is around 8 years old. The number of mobile phone was increased with rocket speed in Turkey.

It was regional event and regional effect. With this die fear factor accelerated the infrastructure investments and local mobile companies’ innovations and their grow.

Now the issue is global. The die fear is global.

We are in a hollywood disaster scenario but now it is real. You can not turn off TV.

Thats why Corona virus is a big disruptive game changer for digital world.

The sales of laptops is doubled.

The internet usage is now all day.

The habits changed dramatically.

The most of the companies started to work at home and the managements had to accept home office works.

The all schools are online.

The online conference tools are very popular.

The social isolation is the main Key Performance Indicator (KPI).

Why ? The answer is simple the die fear.

Here, micro chip usage in human will become widespread rapidly.

New companies new jobs will be very popular soon.

Microchip implant centers,

Microchip producers

Microchip software developers

Starting with countries , cities, towns, companies, buildings, clups, families will start to use microchips.

You will not be allowed to enter to country at the border if you have any diseases.

Microchip police centers will follow you 7/24.

The doors will be open only to registered chip owners everywhere.


New jobs will be on board soon like;

Chip followers

Chip developers

Chip repair centers

Chip ATMs

Chip Polices

Chip follows drones

3D Chip Printers.

Chip implant experts

Chip heaker

This is not a dream this is not a futurist’s idea. This will be real soon.

The social isolation will create its own technological innovations.

The habits of face to face social meeting will change cafe and restaurant dramatically.

Take away and self cooking will be the main stream.

The online shopping and cargo companies will be boomed.

New online chat rooms will be popular , new online cafes with original contents will be on front.

New habits will create personal isolated digital usage areas.

Designing will be one of the most popular job because the people will only buy design and will produce the products at 3D printers.

3D printers will be very popular like smart mobile phones.

Isolation will increase the personalization.

Mass events , mass concerts, mass travels will be only online.

The very bad future is waiting for travel companies, air transportation and touristic big hotels.

Personal planes , personal vehicles, driverless cars, different transportation styles will be developed.

Mobile travel cubes will be developed. These MTC (Mobile Travel Cube ) will be standart for all people. All people will carry their own isolated, disinfected MTCs.

These MTCs will create a huge clean room industry and jobs opportunities.

In trains and airplanes will have personal clean rooms. These MTCs will be at each seats.

Even in buses and taxies there will have separate clean rooms which I called MTC mean Mobile Travel Cubes.

Rent-a-Mobile Travel Cube

Uber Mobile Travel Cubes

MTC cleaners.

MTC repairs experts.

Driveless MTC ( Mobile Travel Cubes )

These Mobile Travel Cubes will be used in Hyper loops very easily.

The future we need now. Please be in hurry.

31.03.2020

Kadikoy, Istanbul, Turkey

Disruptive Corona Revolution ; New Habits, New Jobs. Why is “Social Isolation” the King ?

Öne Çıkan

We as futurists were thinking what the possible innovations , new habits and new jobs will be in year 2040.

With disruptive Corona revolution this process is accelerated.

All people with real die fear which reach to all people rich or poor , will decide to be isolated as possible as.

Social isolation was the key word of new digital virtual word. All authorities and sociologists were criticizing. They were saying that this social isolation is result of virtual world created by digital sector.

With Corona Revolution , now ” social isolation” is the King.

Now persons, families, villages, towns, cities, countries they have to create their own isolation because of die fear of Corona.

How ? Of course by using the all digital tools. Thanks to Math Thanks to 1 & 0

The following sectors will boom and the following possible new jobs will be popular.

Sectors

Software companies

Application Developers

Online shopping companies.

New type cargo companies

Online health service companies

Online pharmacy

Drone producers

Packing Industries

Packed Food Companies

Personal Health Technologies

Personal Transportation Companies

3D printers, virtual glasses, mobile smart phones

Internet satellites

Driverless cars.

New Jobs:

Drone Drivers

Drone Repair Mastery

Mobile 3D writers

Drone type 3D Printer users

Online 3D teachers.

Online teachers.

Online Schools managers

Street 3D Printers

Drone cleaners call center.

Ground Drone center executives.

Drone take away drivers

Online doctors.

Tomorrow life will be completely different then even futurists could not imagine.

We as futurists have to reconsider our dreams.

28.03.2020

Kadikoy, Istanbul, Turkey