
OLAYLARIN ARDINDAN
KAZIK
Author/Yazan: Numan Bayraktaroğlu
Bir arkadaşım anlatıyordu:
Şu İstanbul İzmit asfaltı var ya, bu yol üzerinde ve İstanbul’dan İzmite’e doğru karısı ve bir yaşında çocuğu ile otobüsle seyahat ediyormuş. Otobüsleri, Gebze’nin altındaki çınarlı benzin istasyonunda benzin ikmali yaparken, bizimkilerde hemen benzinciye bitişik ve görünüşü çok temiz olan bir lokantaya girip çocuklarına yiyecek sorarlar. Lokanta sadece içki için kurulu olduğundan çorba V.S.nin olmadığı bildirilir. Çocuk için bir şey bulamayınca, bari derler, biz bir parça bir şeyler yiyelim diye ve hakikaten oturup dört tabak yemek yerler. Hesap 7.75 lira tutmuştur.

Şimdi biz, bunların yediklerine bir göz atalım: Birer tabağı zeytinyağlı dolma. Her tabakta, kuş yumurtası kadar ve dört tane dolma var. İnsan dördünü çatalla bir lokmada yutabilir. İkinci yemekleri, birer ızgara ciğer. Bu da on porsiyon yense doyulmayacak kadar az.
Peki….Bu lokantanın diğerlerinden farkı nedir ki; başka yerde dört liraya yenecek yemekleri burada sekiz liraya yiyelim. Herhangi bir eğlencesi yok, müzik yok ve diğerlerinden farklı hiçbir şeyi yok.
Ben, bu lokantayı bilirim. Oradan her geçişimde bomboş durur ve içinde müşteriyi pek nadir anlarda görürsünüz. Hani bir fıkra vardır: Bir eşek, hızla bir lokantaya girer, ve bir sürü yemek ısmarlıyarak karnını doyurur. Garsondan hesabı ister ve öder. Ancak kendine merakla bakan garsona “Ne bakıyorsun,, deyince garson “vallahi,, der “Ben şimdiye kadar, bizim lokantaya bir eşeğin gelip yemek yediğini hiç görmedimde ondan şaşırdım.,, Bunun üzerine eşek, güler ve “Vallahi siz bu tarifeyle ikinci bir eşeğin daha burada yemek yediğini artık göremezsiniz,, der.
Bizim bahsettiğimiz gibi lokantanın durumu da aynıdır. Ancak işin asıl garibi, bunlara, bu tarifeyi verenlerde veyahut tasdik edenlerdeki zihniyettir.
1 Haziran 1961
Darıca, Kocaeli, Türkiye
Yazan : Numan Bayraktaroğlu


