
OLAYLARIN ARDINDAN :
Author/yazan : NUMAN BAYRAKTAROĞLU
Tanrım, hiç kimseyi sıhhatından edip hastaneye muhtaç etmesin. Bu hastahaneler hele Taşranın Devlet Hastahanelerinden biri olursa vay geldi hastanın haline.

Göğüs hastalığına tutulmuş bir arkadaşım vardı. Artvin Devlet Hastahanesinin bu hastalıkla ilgili bir servisinde yatıyordu. Yattığı servise “servis” denmesi için bin şahit lazımdı. Pisti. Bakımsızdı, sinekler yığınak yapmıştı, günlerce doktor uğramıyprdu, odanın içi feci idi ve arkadaşım yürüyerek girdiği servisten, tahmin ettiğiniz gibi öldü ve öyle çıkdı.
Hastalanır ve bir hastahaneye muayene veya tedavi için giderseniz, doktorun karşısına çıkıncaya kadar, kapıcıdan ayrı, hasta bakıcıdan ayrı ve hemşireden ayrı azar yersiniz. Sanki o bakıcılar ve kapıcılar bütün şefkat hissinden yoksul kalmış ve birer azarlama robotudurlar. Hastahanelerin sağlık kısmı ile ilgili doktor ve sağlık memurları hemşireler kısmına sözümüz yoktur. Hoş; bunlardan da bazan merhametsizler çıkıyorya ama binde onu aşmadığı için yekün teşkil etmiyor ve tesirsiz kalıyor. Diğerleri, yani bakıcılar ve kapıcılar takımı, çok nursuz ve merhametsiz oluyorlar. Bunlara, Bakanlık çok az maaş vermektedir. Gerçi çok kere yiyecek, giyecek ve yatacaklarını hastahaneden temin ederler ama aldıkları para da azdır.

Yıllarca terfi etmezler. Dondurulmuş bir kadroları vardır, o kadro ile girerler onunla çıkarlar. Böyle az para verildiği için kaliteleri ve seviyeleri iyi personel bu hizmetlere yanaşmazlar. Bunun için de; doktorundan ne kadar iyi muamele görürse görsün, bir hasta, eğer kendisine ilacını veren ve suyunu getiren hasta bakıcıdan azar yerse iyi olmak şöyle dursun daha hasta olur.
Onun için: Böyle hakikaten eksantrik yerler de çalışacak personele yeteri kadar maaş vermeli ve kaliteli eleman almalıyız.
Bu yazımız tenkit olsun diye yazılmamıştır. Bir temenni olup, hastahanede yatıp çıkmış her hastadan aynı hususun şikayetini kolayca dinleyebilirsiniz.
28.04.1961
Darıca, Kocaeli, Türkiye
Yazan : Numan Bayraktaroğlu


