
OLAYLARIN ARDINDAN
Devletle Halk’ın Dayanışması
Biz nedense herşeyi devletten bekleyen insanlarız.
Geçen hafta sonu, İzmite’e kadar gitmem icap etmişti. Saat 19 trenine yetişmem için bindiğim otobüsün şoförü ile yanında oturan yaşlıca zat arasında şöylece bir konuşmaya tanık oldum:
“- Senin araban tekliyor galiba, neden bir şey yapmıyorsun?” diyordu yaşlı zat. Dikkat ettim, hakikaten araba tekliyordu. Ön tarafında belirli bir sallantı vardı ve teklemeden mütevellit çekme hızını kaybettiğinden, rampada duracak gibi oluyordu. Ben, şoförün ilgi ile karşılayacağını beklerken, o aynen şöyle cevap verdi: ” Boş ver abi, gidiyoruz ya sen ona bak. Tekleriz, çiftleriz ve sonunda ulaşırız..,
İlk bakışta basit gibi görünebilir, ama düşününce insan hakikaten hayret ediyor. Demek ki: Şoför, taşıdığı bunca yolcunun, varacakları yerlerine vaktinde ulaşıp ulaşamamalarını hiç düşünmediği gibi, hayatlarındanda sorumlu olduğunu aklına bile getirmiyor. Ben, sayın okurların dikkatlerini daha iyi çekebilmek için, şoförün son sözünü yukarda bitirmedim. O, bir kontrol ve ceza ihtimali olmadığından bu şekilde hareket etmekte bir mahzur görmediğini açıklamadan da çekinmiyorum.

Biz her sınıf halk olarak, önce yaptığımız işin ehemmiyet ve mesuliyetini kavramalıyız. Bu şekilde, “Kontrol ve ceza ihtimali yok..” diye sere serpe gevşek hareketimizde devam edersek, birgün cezamızı da görürüz. Ancak ne yazıkki o zamanda iş işten geçmiştir ve tren kaçmıştır.
Numan BAYRAKTAROĞLU
İzmit İstiklal Gazetesi , 31.Mart.1961

